Определение units of speech that carry meaning в Английский Язык Турецкий язык словарь
- words
- sözcükler
O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.
-It's all about sentences. Not words.
Altı çizili sözcükleri düzeltin.
-Correct the underlined words.
- words
- (Bilgisayar) sözcük
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
-A lot of English words are derived from Latin.
Anlamadığım bir sürü sözcük var.
-There are many words that I don't understand.
- words
- kavil
- words
- {i} güfte
- words
- {i} ağız kavgası
- words
- kelimeler
Birisi kötü kelimeler söylememeli.
-One should not say bad words.
Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
-The person whose name was on the passport was described with words.
- words
- {i} laf
Lafları ağzıma tıkama.
-Don't put words in my mouth.
Tom'un ettiği laflar kendi ayağına dolandı.
-Tom's words came back to bite him.
- words
- {i} sözler
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
-Her words were wholly void of meaning.
O, Ben'in sözlerine inanmadı.
-He didn't believe Ben's words.
Связанные Термины
Определение units of speech that carry meaning в Английский Язык Английский Язык словарь
- words