Sonuç asla tatmin edici değildi.
 - The result was by no means satisfactory.
Astronomi asla yeni bir bilim değildir.
 - Astronomy is by no means a new science.
Çeviri kesinlikle kolay değil.
 - Translation is by no means easy.
O politikacı kesinlikle dürüst değil.
 - That politician is by no means honest.
O hiçbir şekilde anjelik değildir.
 - She is by no means angelic.
O hiçbir şekilde mutlu değildi.
 - He was by no means happy.
O hiçbir şekilde mutlu değildi.
 - He was by no means happy.
Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.
 - Her explanation is by no means satisfactory.