unbefangen

listen to the pronunciation of unbefangen
Немецкий Язык - Турецкий язык
tarafsız, önyargısız; tutuk olmayan, mahcup olmayan
{'unbıfangın} tarafsız
içi rahat
Английский Язык - Турецкий язык

Определение unbefangen в Английский Язык Турецкий язык словарь

impartial
{s} tarafsız

Öğretmenler bütün öğrencilerine tarafsız davranmalılar. - Teachers should treat all their students impartially.

Tarafsız olmak zorundayım. - I have to be impartial.

impartial
{s} yansız
impartial
çekimser
impartial
haklı
impartial
yanlı
impartial
(Ticaret) objektif
at ease
rahat

Çince konuştuğumda içim rahat hissetmeye başlıyorum. - I'm beginning to feel at ease when I speak in Chinese.

Onun tebessümü onu rahatlattı. - His smile put her at ease.

at ease
(komut) Rahat!
at ease
(Askeri) RAHAT VAZİYETİ: Askerlerin rahat edebilecekleri, fakat yerlerini terk etmeyecekleri ve konuşmayacakları istirahat durumu
at ease
(deyim) at (one's) ease rahat olmak ,kendini rahat hissetmek
at ease
içi rahat
impartial
{s} adil

Karar adil ve tarafsızdı. - The verdict was fair and impartial.

Lütfen adil ve tarafsız olun. - Please be fair and impartial.