Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
- Tom shot Mary twice in the leg.
İki kere ölç, bir kere kes.
- Measure twice, cut once!
Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
- This tunnel is twice as long as that one.
Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
- Your income is about twice as large as mine is.
İki kez evlendi ve yirmiden fazla çocuğu oldu.
- He married twice and had more than 20 children.
Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- I've climbed Mt. Fuji twice.
Uçak havalandıktan sonra havaalanı etrafında iki defa dolandı.
- The plane circled the airport twice after taking off.
Yıldız Savaşlarını iki defa izledim.
- I have seen Star Wars twice.