Tom biraz kızgın görünüyordu.
 - Tom looked a little annoyed.
Beni beklettiği için ona kızgındım.
 - I was annoyed with him for keeping me waiting.
Tom'un yüzünde rahatsız olmuş bir görünüm vardı.
 - Tom had an annoyed look on his face.
Tom, Mary'nin rahatsız olmuş göründüğünü düşündüğünü söyledi.
 - Tom said he thought Mary looked annoyed.
Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
 - The child annoyed her with questions.
O unutkan oldu, bu onu şiddetle sinirlendirdi.
 - He became forgetful, which annoyed him intensely.
Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
 - Tom was visibly annoyed.
Son zamanlarda söylediği en ufak şeye bile sinirlenir oldum.
 - Recently I get annoyed at the slightest thing he says.
Tom gözle görülür şekilde sinirlenmişti.
 - Tom was visibly annoyed.
Tom son derece sinirlenmişti.
 - Tom was extremely annoyed.