Onlar benimle Avrupa çapında seyahat etti!
- They travelled all throughout Europe with me!
Hiç yalnız seyahat ettin mi?
- Have you ever travelled alone?
Ben fakir bir denizciyim, bu yüzden tekneyle gezmekten hoşlanmıyorum.
- I am a poor sailor, so I don't like to travel by boat.
Onun hayali Dünyayı gezmektir.
- Her dream is to travel around the world.
Gemiyle yolculuk etmek çok eğlenceli, değil mi?
- Traveling by boat is a lot of fun, isn't it?
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
- Is it possible to travel at such a high speed?
Önümüzdeki ayın başında Estonya'ya geziye gideceğiz.
- We're going to travel to Estonia at the beginning of next month.
Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.
- Gulliver's Travels was written by a famous English writer.
Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.
- The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon.
Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
- Steve told me the tale of his travels.
Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
- Would you like to travel abroad?
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Işık sesten çok daha hızlı hareket eder.
- Light travels much faster than sound.
Dünya güneşin etrafında bir yörüngede hareket eder.
- The earth travels in an orbit around the sun.
Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
- Would you like to travel abroad?
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Tom, Avrupa'da dolaşmak istiyor.
- Tom wants to travel around Europe.
Tom, Avrupa'da dolaşmak istedi.
- Tom wanted to travel around Europe.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
- Traveling abroad is one of my favorite things.
Onun seyahate gitmek için yeterli parası yok.
- He doesn't have enough money to go travelling.
Yalnız seyahat etmek bir grupla gitmekten daha ilginçtir.
- It's more interesting to travel alone than to go on a group tour.
Bir yıl izin almak ve dünyayı dolaşmak istiyorum.
- I want to take a year off and travel around the world.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Üç gündür yolculuk yapmaktayız.
- We've been traveling for three days.
Tom dünyayı görmek için yurtdışına seyahat ediyor.
- Tom travels abroad to see the world.
Fadıl, Leyla'yı görmek için Kahire'ye gitti.
- Fadil traveled to Cairo to see Layla.
Tek başıma seyahat ettim.
- I traveled by myself.
Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.
- Roger traveled from town to town in the west.
Our guide was a much travelled young man.
We climbed up a well travelled path.
travel to Spain.
I like to travel.
I’m off on my travels around France again.
I’ve travelled the world.
My drill press has a travel of only 1.5 inches.
Our guide was a much traveled young man.
We climbed up a well traveled path.