Onun hayali Dünyayı gezmektir.
 - Her dream is to travel around the world.
Dünyayı gezmek istiyorum.
 - I want to travel around the world.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
 - Is it possible to travel at such a high speed?
Tom yalnız başına yolculuk etmek istemiyor.
 - Tom doesn't want to travel alone.
İki aylığına Avrupa'yı geziyor olacağım.
 - I will be traveling in Europe for two months.
Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.
 - Gulliver's Travels was written by a famous English writer.
Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
 - Steve told me the tale of his travels.
O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.
 - He never travels without taking an alarm clock with him.
Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
 - Would you like to travel abroad?
Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
 - Traveling abroad is one of my favorite things.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
 - I want to travel with you.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
 - Traveling makes people knowledgeable.
Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.
 - Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.
Işık sesten çok daha hızlı hareket eder.
 - Light travels much faster than sound.
Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
 - Traveling abroad is one of my favorite things.
Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
 - Would you like to travel abroad?
Bir yıl izin almak ve dünyayı dolaşmak istiyorum.
 - I want to take a year off and travel around the world.
Tom, Avrupa'da dolaşmak istiyor.
 - Tom wants to travel around Europe.
Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
 - Traveling abroad is one of my favorite things.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
 - I want to travel with you.
Onun seyahate gitmek için yeterli parası yok.
 - He doesn't have enough money to go travelling.
Evinizden 10 km uzaktaki bir mağazaya gitmek istiyorsanız ve saatte 50 km hızla sürüyorsanız oraya varmak 12 dakikanızı alır.
 - If you want to travel to a store located 10 km from your house, and you drive at 50 km/h, it would take you 12 minutes to get there.
Tüm çevre kasabalardan insanlar lâhana salatası almak için Mary'nin çiftliğine gitti.
 - People from all the surrounding towns traveled to Mary's farm to buy her coleslaw.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
 - Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Üç gündür yolculuk yapmaktayız.
 - We've been traveling for three days.
Tom dünyayı görmek için yurtdışına seyahat ediyor.
 - Tom travels abroad to see the world.
Dan Linda'yı görmek için Londra'ya seyahat etti.
 - Dan traveled to London to see Linda.
travel to Spain.
I like to travel.
I’m off on my travels around France again.
I’ve travelled the world.
My drill press has a travel of only 1.5 inches.