Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
- We all felt embarrassed to sing a song in public.
Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
- Linda stood up to sing.
Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
- I carried on singing.
Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
- We enjoyed singing songs together.
Nergisler solmaya başlıyor.
- The daffodils are starting to wilt.
Vazodaki çiçekler soldu.
- The flowers in the vase were wilted.
Bahçedeki bir çiçek soluyor.
- A flower in the garden is wilting.