Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri.
 - Frankly speaking, he is untrustworthy.
Almanca konuşmak istiyorum.
 - I want to speak German.
Doğruyu söylemek suç değildir.
 - Speaking the truth is not a crime.
Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim.
 - I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.
O benimle konuşmuyor.
 - She doesn't speak to me.
İngilizce konuşabiliyor musun?
 - Can you speak English?
İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
 - You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir.
 - If you want to sound like a native speaker, it'll take a lot of work.
Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmek isterim.
 - I want to be able to speak Russian fluently.
Taro niçin çok iyi şekilde İngilizce konuşabilmektedir?
 - Why can Taro speak English so well?
İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
 - He speaks two languages besides English.
Tom Fransızca konuşabilip konuşamayacağımı bilmek istedi.
 - Tom wanted to know if I could speak French.