Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
 - To our great surprise, he suddenly resigned.
Ne güzel bir sürpriz!
 - What a lovely surprise!
Depremin ardından, insanlar şaşkınlıkla yerdeki derin çukura baktılar.
 - After the earthquake, people stared into the deep hole in the ground in surprise.
Tom şaşkınlıktan yakalandı.
 - Tom was caught by surprise.
Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
 - Our army took the kingdom by surprise.
Bu beklenmedik bir sürpriz.
 - This is an unexpected surprise.
Ne beklenmedik bir sürpriz!
 - What an unexpected surprise!
Ona sürpriz yapmak istedim.
 - I wanted to surprise her.
Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
 - In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.