Klasik müzik beni yatıştırıyor.
- Classical music soothes me.
Öfkeli adamı yatıştırmaya çalıştı.
- He tried to soothe the angry man.
Ona sakinleştirici verdin mi?
- Did you give her the tranquilizer?
Tom sakinleştirici bir dart tarafından vuruldu.
- Tom was hit by a tranquilizer dart.