Bizim okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değildir.
- Our school was not the same size as yours.
Tom'un evi Mary'ninkiyle hemen hemen aynı büyüklükte.
- Tom's house is about the same size as Mary's.
Bu ayakkabılardan benim boyutumda olanından sizde var mı?
- Do you have these shoes in my size?
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
- A person's heart is approximately the same size as their fist.
Onlar değişik ebatlarda üretilmektedir.
- They are manufactured in various sizes.
Bu elbise, üç ebatta gelir.
- This dress comes in three sizes.
Kız kardeşim şekerleri sever.
- My sister likes sweets.
Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- Yesterday my sister went to Kobe.
Mary Tom'un ablasıdır.
- Mary is Tom's older sister.
Ablam her gün koşuya gider.
- My older sister goes jogging every day.
Her zaman altıda kalkarım.
- I always get up at six.
On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
Sen ve kızkardeşin yakın mısınız?
- Are you and your sister close?
O gerçekten Tom'un kızkardeşi mi?
- Is that really Tom's sister?
Altı katlı bir apartmanın en üst katında yaşıyorum.
- I live on the top floor of a six storey apartment block.
Bu ada Manhattan'dan altı kat daha büyüktür.
- This island is six times bigger than Manhattan.
Tom kapıyı açtığında, o, Mary'nin orada altılı bir paket ve bir pizza ile orada durduğunu gördü.
- When Tom opened the door, he saw Mary standing there with a six-pack and a pizza.
Tom altılık bira paketi taşıyarak içeri girdi.
- Tom came in carrying a six pack of beer.
cover my six.
... three billion and the urban population will have doubled from three billion to six billion. ...
... so happy. And it's got these, like, five or six lion cubs. And there's the lion trainer. ...