Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
 - The president was forced to return to Washington.
O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
 - He left the Mexican capital to return to Texas.
Bir araba iade etmek istiyorum.
 - I'd like to return a car.
Kitabı bugün kütüphaneye iade etmek zorundayım.
 - I have to return this book to the library today.
O onun aşkını geri çevirmedi.
 - He did not return her love.
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
 - I only wish I could return the favor.
Tom karşılık olarak ne bekliyor?
 - What does Tom expect in return?