Tom her şeye kendi yoluyla sahip olmak zorunda.
- Tom has to have everything his own way.
Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
- They decided to adopt a child rather than having one of their own.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
- I perceive myself as my own god.
O kendisinin en kötü düşmanıdır.
- She is her own worst enemy.
Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir.
- Nobody is his own enemy.
Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
- They decided to adopt a child rather than having one of their own.
Onların kendi çocukları olmadığı için bir kız evlat edinmeye karar verdiler.
- Since they had no children of their own, they decided to adopt a girl.
Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.
- Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
It must be owned, the good Jocelin, spite of his beautiful childlike character, is but an altogether imperfect 'mirror' of these old-world things!.