Bankada paçayı yırtmak ve A52 yi almak zorundasın.
 - You'll have to get off at the bank and take the A52.
Otobüs yolcuları almak için durdu.
 - The bus stopped to take up passengers.
25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım.
 - I've got to take my library books back before January 25th.
Pazartesi günü kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.
 - On Monday I have to take back the books to the library.
what's your take? / what's your opinion? / what do you think? - Senin düşüncen/fikrin nedir?.
Lütfen ilk mesajıma bir göz atın ve bu konudaki düşüncelerinizi bana bildirin.
 - Please, take a look at my first post and let me know what you think about it.
Hayatı son sürat yaşamam için bu faydasız düşünceleri bırakmam gerek.
 - I need to drop these useless perceptions to take full throttle over my life.
Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
 - This bus will take you to the museum.
Beni liderinize götürün.
 - Take me to your leader.
Tom, kazanmak için ne gerekiyorsa yapacaktır.
 - Tom is going to do whatever it takes to win.
Kazanmak için ne gerektiğini biliyorum.
 - I know what it takes to win.
Ben bir banyo yapmak istiyorum.
 - I want to take a bath.
Yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım.
 - Let's get out for a while to take a walk.
Ben senin ateşini ölçmek istiyorum.
 - I want to take your temperature.
Bir kimyasal reaksiyon bir veya daha fazla adımda gerçekleşir.
 - A chemical reaction takes place in one or more steps.