Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.
 - Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires.
Senin güdün taktire değer fakat eylemin değil.
 - Your motive was admirable, but your action was not.
Bu ilginç, komik ve hatta hareketli bir hikaye.
 - This is an interesting, funny and even moving story.
Kediler genellikle hareketli araçlar tarafından ezilirler.
 - Cats are often run over by moving vehicles.
Sami'nin ifadesi son derece dokunaklıydı.
 - Sami's testimony was extremely moving.
Biz küçükken babam bize dokunaklı hikayeler okurdu.
 - When we were small, father used to read us moving stories.
Dedektifler cinayet için farklı sebepler düşündüler.
 - Detectives considered different motives for the murder.
Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
 - This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor.
 - Tom is moving out of town at the end of this month.
Biz gelecek ay taşınıyoruz.
 - We are moving next month.
Sadece birkaç şeyi yeni evimize taşıyoruz.
 - We're just moving a few things to our new home.
Şebeke gösterinizi başka bir zaman aralığına taşıyor.
 - The network is moving your show to another time slot.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
 - In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Kas ve sinir erimesi hastalığı vücudunuzu hareket ettirmek için gerekli sinirleri ve kasları tahrip ediyor.
 - ALS slowly destroys the nerves and muscles needed for moving your body.
Çok büyük bir kaya parçasını hareket ettirmek çok zor olacak.
 - Moving a huge boulder is going to be very hard.
İnanılmaz etkileyici bir hikaye.
 - It's an incredibly moving story.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
 - In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Arabanızı hareket ettirmemin bir sakıncası var mı?
 - Would you mind my moving your car?
Hareket etmeyi sürdürmek zorundayım.
 - I've got to keep moving.
Hareket etmeye devam etmek zorundayız.
 - We've got to keep moving.
Uzakta hareket eden bir şey vardı.
 - There was something moving in the distance.
Hareket eden trene atlamak çok tehlikelidir.
 - It is very dangerous to jump aboard the train when it is moving.
Tom'un Mary'yi öldürmek için nedeni yoktu.
 - Tom had no motive to kill Mary.
Cinayetin nedeni henüz bilinmiyor.
 - The motive for the murder is not yet known.
Taşınmayı planlıyor musunuz?
 - Do you plan on moving?
Tom Boston'a taşınmayı düşünüyor.
 - Tom is thinking about moving to Boston.
Lütfen hareket ederken pencereden dışarı eğilmeyin.
 - Please don't lean out of the window when we're moving.
moving pictures.
The rats' movings are willed movements.
a moving story.
... And they're moving online because they're moving to ...
... You're not moving there? ...