to make an argument; to argue

listen to the pronunciation of to make an argument; to argue
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to make an argument; to argue в Английский Язык Турецкий язык словарь

argument
argüman

Onun argümanı mantıklı idi. - His argument was logical.

Onun argümanı gerçeklere dayalıydı. - His argument was based on facts.

argument
sav

Bu bilgi savunma için önemsizdir. - This data is immaterial to the argument.

Avukat savunmada niçin kaybetti? - Why did the lawyer lose in the argument?

argument
tartışma

Tartışma geçersizdir. - The argument is full of holes.

Onların tartışması sonunda berabere bitti. - Their argument eventually ended in a draw.

argument
{i} kanıt

Savaş için bir kanıt sundu. - He presented an argument for the war.

argument
{i} iddia

Bu iddia, söz sanatından başka bir şey değil. - This argument is nothing more than rhetoric.

Onun iddiası seninkinden daha radikal. - His argument is more radical than yours.

argument
atışma
argument
hüccet
argument
(Bilgisayar) değişken
argument
yargılama
argument
(Dilbilim) katılan
argument
akıl yürütme
argument
(Dilbilim) öznelik
argument
anlaşmazlık
argument
münakaşa
argument
düşünme
argument
{i} konu

Dün gece bu konuda tartıştık. - We had an argument about it last night.

Konuşmacının tartışması konuyla alâkasızdı. - The speaker's argument was off the point.

argument
müzakere
argument
bağımsız değişke argüman
Английский Язык - Английский Язык
argument