Kabinenin her üyesi mevcuttu.
 - Every member of the cabinet was present.
Tom'un göl yakınında küçük bir kabini var.
 - Tom has a small cabin on the lakefront.
Tom ve Mary balayıları için İtalya yakınında vapurla seyahate çıktılar fakat gemi battı ve Tom kamarasında boğuldu.
 - Tom and Mary went on a cruise near Italy for their honeymoon, but the ship sank and Tom was drowned in his cabin.
Tom kamaraya geri gitti.
 - Tom has gone back to the cabin.
Kulübeye yetişinceye kadar onu tek sıra izledik.
 - We followed him single file till we reached the cabin.
Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. başkanı Abraham Lincoln, Kentucky'de bir kulübede doğdu.
 - Abraham Lincoln, the 16th president of the United States, was born in a log cabin in Kentucky.