Tom her zaman nükte yapıyor.
 - Tom is always making witty remarks.
Tom sık sık nükte yapar.
 - Tom frequently makes witty remarks.
İnce espri konuşmaya lezzet verir.
 - Wit gives zest to conversation.
O kitabı yazan kişi hem mizah hem de ince espriye sahiptir, değil mi?
 - The person who wrote that book is possessed of both humour and wit, isn't he?
Bizimle kimin kaldığını öğrenmek istiyorum.
 - I want to know who's staying with us.
Eğer yabancı bir dili iyi öğrenmek istiyorsanız, o dili bir yerli ile mümkün olduğunca sık konuşmalısınız.
 - If you want to learn a foreign language well, you should speak that language with native speakers as often as you can.
O farkında olmadan Tom'un arka kapısında sızdım.
 - I just snuck in Tom's back door without him noticing.
Farkında olmadan tam yanımdan geçti.
 - She passed right by me without noticing.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
 - So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Yani benim fikrimin nesi var?
 - So what's wrong with my idea?
Bazı normlarla ilgili temel bir anlayış olmadan, iletişim mümkün değildir.
 - Without a basic understanding of certain norms, communication is impossible.
İyi bir espri anlayışı zor dönemlerle başa çıkmana yardımcı olacaktır.
 - A good sense of humor will help you deal with hard times.
Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
 - I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
Çılgınlık yapmadan yaşayan insan düşündüğü kadar akıllı değildir.
 - Who lives without folly is not so wise as he thinks.
Onun zekası ve deneyimi onun sorunla baş etmesini sağladı.
 - His intelligence and experience enabled him to deal with the trouble.
Ortalama zekada birisi bunu anlayabilir.
 - A person with average intelligence would understand that.
Ben senin ince zekana sahip değilim.
 - I don't have your wit.