Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
 - I don't want to force you to do that.
Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.
 - Linda claimed she was pregnant to force Dan into marriage.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
 - Tom is a retired air force major.
Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
 - Act too forcefully and you'll start a war.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
 - At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Durdurulamayan bir güç sabit bir cismi vurursa ne olur?
 - What happens when an unstoppable force hits an unmovable object?
Bu kanun hâlâ yürürlükte mi?
 - Is that law still in force?
Yasa artık yürürlükte değil.
 - The law is no longer in force.
Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı.
 - She forced him to eat his vegetables.
Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı.
 - Public pressure forced the army to act.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
 - Persuasion is often more effectual than force.