to fix or put a tag on, to join together

listen to the pronunciation of to fix or put a tag on, to join together
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to fix or put a tag on, to join together в Английский Язык Турецкий язык словарь

tag
{f} etiketle

Cümleleri etiketlemek için en azından gelişmiş katılımcı olmak zorundasın. - In order to tag sentences, you must, at least, be an advanced contributor.

Lütfen her şeyin üzerine fiyat etiketlerini koymama yardım eder misin? - Can you please help me put price tags on everything?

tag
etiket

Ürün yüksek bir fiyat etiketi taşımaktadır. - The product carries a high price tag.

Benim için fiyat etiketini çıkarır mısınız? - Could you take off the price tag for me?

tag
fiş takmak
tag
beylik laf
tag
{i} ceza makbuzu
tag
{f} (kovalamaca oyununda) (ebe) (başka oyuncuya) dokunmak
tag
{i} etiket, yafta
tag
biçim) im (i), imlemek
tag
piyes veya kitapta gereksiz ilâve
tag
{i} elim sende oyunu
tag
şeridi kuvvetlendirmek için ucuna takılan maden parçası
tag
{f} birleştirmek
tag
{f} kovalamak

Kovalamak istiyor musun? - Do you want to tag along?

tag
köpeğe takılan künye
tag
{i} perçem
tag
{i} meşhur lâf
tag
{f} etiketlemek, yafta koymak
tag
kov

Tom, Mary ve John sahada kovalamaç oynuyorlardı. - Tom, Mary and John were playing tag on the playground.

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi. - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!

tag
{f} kafiye bulmak
Английский Язык - Английский Язык
{v} tag