komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
 - The police charged him with leaking information to a neighboring country.
Petrol boru hattı sızıntı yapıyor.
 - The oil pipeline is leaking.
Kupada bir çatlak var bu yüzden içindekiler sızıyor.
 - There's a crack in the cup so the contents are leaking.
Fincanda çatlaklar vardı bu nedenle içecek dışarı sızdı.
 - There were cracks in the cup so the drink leaked out.
Şu su borusu sızdırır.
 - That water pipe leaks.
Her yağmur yağdığında çatı sızdırır.
 - Every time it rains, the roof leaks.
Çatıda bir sızıntı var.
 - There is a leak in the roof.
Tom sızdıran musluğu tamir etti.
 - Tom fixed the leaky faucet.