Çocukluğum boyunca sık sık çevremizi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için buraya geldim.
 - During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.
Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
 - This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
Kuşları gözlemekten hoşlanırlar.
 - They like to observe birds.
Mary kuşları gözlemekten hoşlanır.
 - Mary likes to observe birds.
Gece gökyüzünü incelemek için bir teleskop aldım.
 - I bought a telescope in order to observe the night sky.
Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
 - This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
Tom yürüyen insanları gözlemlemeyi sever.
 - Tom likes to observe the people walking by.
The senator observed that the bill would be detrimental to his constituents.