Onu düzeltmek için bitkiye bir çubuk bağladım.
 - I tied a stick to the plant to straighten it.
Dişlerimi düzeltmek istiyorum.
 - I would like to have my teeth straightened.
Mary saçlarını düzleştirmek için bir ütü kullandı.
 - Mary used a flat iron to straighten her hair.
Sırtımı düzeltemiyorum.
 - I can't straighten out my back.
Tom kravatındaki düğümü düzeltti.
 - Tom straightened the knot on his tie.