O, kahvaltısını sıklıkla orada yer.
- He often eats breakfast there.
Bu sabah kahvaltı yapmadım.
- I didn't have breakfast this morning.
Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.
- I mostly have fruit for breakfast.
Sabah kahvaltısı iskandinav usulü açık büfedir.
- Breakfast is a smorgasbord.
Genellikle saat yedide kahvaltı yaparım.
- I usually have breakfast at seven.
Hızlı bir kahvaltı yaptım.
- I had a quick breakfast.
Sami, kahvaltı etmek için bara geldi.
- Sami came to the bar to eat breakfast.
He breakfasted on pizza and Coke.
We serve breakfast all day.
... I HAD LIVER FOR BREAKFAST. ...
... at the National Prayer Breakfast here in Washington. He was commending the leadership of many evangelical ...