We inhabited Istanbul for a long time.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
Hayvanlar ormanda yaşar.
- Animals inhabit the forest.
Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.
- In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims.