O direnmekten vazgeçti ve kendini kaderine teslim etti.
 - He stopped resisting, and resigned himself to his fate.
Günaha karşı direnmek gerçekten çok zor.
 - It's hard to resist temptation.
Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.
 - They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack.
Bazen kahkahayla gülme dürtüsüne karşı koymak zordur.
 - Sometimes it's hard to resist the impulse to burst out laughing.
Tom Mary'yi öpme dürtüsüne direndi.
 - Tom resisted the impulse to kiss Mary.
İnsanlar zalim hükümdara direndi.
 - The people resisted their cruel ruler.