Tom ihtiyacım olan parayı bana ödünç vermek için yeterince nazikti.
- Tom was kind enough to lend me the money I needed.
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
- It is stupid of you to lend him your money.
Paranı ona ödünç vermek senin aptallığın.
- It is stupid of you to lend him your money.
Ona ödünç para vermek zorundaydım.
- I had to lend to him money.
Tom'un Mary'den video kamerasını ona ödünç vermesi için isteme cesareti yok.
- Tom doesn't have the courage to ask Mary to lend him her video camera.
Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi.
- Tom offered to lend me the money.
Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
- Could you lend me your bicycle for a couple of days?
Lütfen bu kalemi bana ödünç ver.
- Please lend me this pen.