Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.
- Somehow I have taken a fancy to that girl.
O, fantezi bir şey değildi.
- It wasn't anything fancy.
Mumlar yakın, güzel çarşaflar kullanın, fantezi iç çamaşırı giyin. Özel bir gün için saklamayın. Bugün özeldir.
- Burn the candles, use the nice sheets, wear the fancy lingerie. Don't save it for a special occasion. Today is special.
Televizyon ya da internet olmayan hayatı hayal etmek zor.
- It's difficult to imagine life without television or the Internet.
Bu hayal etmek oldukça kolaydır.
- It's pretty easy to imagine.
Tom evlilik yıl dönümlerinde Mary'yi süslü bir restorana götürdü.
- Tom took Mary to a fancy restaurant on their anniversary.
Büyük süslü bir düğün istemiyorum.
- I don't want a big, fancy wedding.
Mary'nin kocası gecikmiş yıldönümü yemekleri için onu fantazi Fransız restoranına götürdü.
- Mary's husband took her to the fancy French restaurant for their belated anniversary dinner.
... It's really slick. It's thinner and lighter than you'd ever imagine. ...
... It's hard to imagine what trillions mean, but it is so ...