Английский Язык - Турецкий язык
Определение to-foretell в Английский Язык Турецкий язык словарь
- predict
- {f} önceden haber vermek
- predict
- tahmin et
O, onun kazanacağını tahmin etti.
-He predicted she would win.
Bu gece neyin rüyasını göreceğini tahmin etmenin bir yolu yok.
-There's no way to predict what you will dream tonight.
- predict
- öngörüde bulunmak
- forebode
- önceden haber vermek
- forebode
- uğursuz saymak
- predict
- önceden bildirmek
- forebode
- {f} (özellikle uğursuz bir şeyi) önceden hissetmek
- forebode
- {f} belirtisi olmak
- forebode
- {f} önceden sezmek
- forebode
- foreboding kötü bir şeyin vuku bulacağını önceden hissetme
- forebode
- önsezi
- forebode
- hisset/haber ver
- forebode
- önceden hissetmek
- forebode
- {f} içine doğmak
- predict
- bir şeyin vukuunu önceden haber vermek
- predict
- predictionkehanet
- predict
- önceden haber verme