to-expect

listen to the pronunciation of to-expect
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to-expect в Английский Язык Турецкий язык словарь

look
{i} bakış

Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım. - Every time I look at this picture, I think of my father.

Tom, John'un Mary'ye bakış tarzını sevmiyor. - Tom doesn't like the way John looks at Mary.

look
{f} görünmek, gözükmek: He looks ill. Hasta görünüyor
look
{f} göstermek

Arkadaşım 18'indeymiş gibi göstermek için kimliğinde oynama yaptı. - My friend doctored his ID to make it look like he was 18.

O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor. - She wears high heels to make herself look taller.

look
iyileşmek
look
(Askeri) faal
await
bekle

Tom beni beklemiyordu. - Tom wasn't awaiting me.

Hızlı yanıtın bekleniyor. - Awaiting your quick response . . .

await
{f} beklemek
await
{f} hazır olmak
await
gözlemek
await
intizar etmek
look
{f} ummak
look
nazar etmek
look
(fiil) bakmak, görünmek; ummak, ümit etmek; göstermek
look
look about etrafına bakmak
look
bakın

Sözlükte o sözcüğe bakın. - Look that word up in the dictionary.

Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı. - The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.

look
{f} s_h.bak+e.görün
look
{i} yüz ifadesi
Английский Язык - Английский Язык
look
await
to-expect

    Видео

    ... So there's a case where do I expect ...
    ... So expect to see some symbolism in this video. ...
Избранное