to-dance

listen to the pronunciation of to-dance
Английский Язык - Турецкий язык
dans etmek

Isadora Duncan öyle zarafetle dans etti ki Avrupa'da dans etmek için davet edildi. - Isadora Duncan danced with such grace that she was invited to dance in Europe.

Tom ve Mary akşam boyunca sadece birbirleri ile dans etmek istediler. - Tom and Mary just wanted to dance with each other all evening.

hop
sekmek
hop
sıçramak
hop
hoplamak
hop
tek bacak üstünde zıplamak
hop
şerbetçiotu
hop
{i} sekme
hop
(isim) sıçrama, zıplama, sekme, atlama, oynama, dans, uçuş, şerbetçiotu, bira katkı maddesi, bira, uyuşturucu
hop
{f} şerbetçiotu yetiştirmek
hop
{i} bira katkı maddesi
hop
sıçra

Sami yataktan sıçradı. - Sami hopped from the bed.

hop
{f} atlamak
hop
uçak yolculuğu
hop
şerbetçiotu/zıplama
hop
{i} atlama
hop
{i} uçuş

Umarım uçuşunuzu kaçırmazsın. - I hope you don't miss your flight.

Umarım uçuşunu beğenirsin. - I hope you enjoy your flight.

hop
{i} sekme, sıçrama
hop
zıpla

Leyla arabada zıpladı. - Layla hopped in the car.

Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu. - An ash-colored rabbit appeared and as soon as I drew near, it hopped and ran into the woods again.

hop
{i} k.dili. uçuş, uçak seferi
to dance
dans etmek/yapmak
Английский Язык - Английский Язык
tripudiate
hop
swing
jive
to-dance

    Видео

    ... But it's electronic dance music. ...
    ... Maybe if I dance next to this guy, he'll recognize his urge ...
Избранное