Adam boğulan kadına yardımcı olmak için daldı.
 - The man dived to the drowning woman's aid.
Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
 - Health workers aid people in need.
Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
 - The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
Onun bize yardım etmeye gelmesini istiyorum.
 - I expect him to come to our aid.
Onlar derhal bize yardım etmeye geldiler.
 - They came to our aid at once.
Onu kendi işinde destekledik.
 - We aided him in his business.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
 - I was aided by a dear friend.
Sözlük dil öğrenmede önemli bir yardımcıdır.
 - A dictionary is an important aid in language learning.
Esperanto yabancı dil öğretimi için bir yardımcıdır.
 - Esperanto is an aid for teaching foreign languages.
Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
 - The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.