Burası çok değişmedi.
- This place hasn't changed much.
Tanrım, burası kocaman!
- God, this place is huge!
Tom'u burdan uzaklaştır.
- Get Tom away from here.
Onlar bir saattir burdalar.
- They have been here for an hour.
Üç aydır buradayım ve şimdiye kadar bundan hoşlandım.
- I've been here three months, and so far I've enjoyed it.
Buyrun, bundan bir lokma deneyin.
- Here, try a bite of this.
Guguk kuşları burayı ilkbaharda ziyaret ederler.
- Cuckoos visit here in spring.
Hazine için orayı burayı kazdılar.
- They dug here and there for treasure.
İşte e-posta adresim.
- Here's my email address.
İşte onun yaşadığı ev.
- Here's the house where he lived.
Sonsuza dek burada kalamam.
- I can't stay here forever.
Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın.
- Please don't leave valuable things here.
O ne zaman buraya gelse, aynı yemeği sipariş eder.
- Whenever he comes to this place, he orders the same dish.
Arabanızı buraya park edemezsiniz.
- You can't park your car here.
Arabanızı buraya park edemezsiniz.
- You cannot park your car here.
Hey, buradan çıkalım.
- Hey, let's get out of here.
Hey, lütfen bana burada yardım eder misin?
- Hey, could you give me a hand over here, please?
... DAVID BECKHAM: Favorite place in the world? ...
... a revolution is taking place. ...