O benim soruları yanıtlamaktan kaçındı.
 - She avoided answering my questions.
Bu soruyu yanıtlamak zordur.
 - This question is difficult to answer.
Tom soruya cevap vermek istemedi.
 - Tom didn't want to answer the question.
O, telefona cevap vermek için kalktı.
 - She got up to answer the phone.
Onun cevabı tatmin edici olmaktan uzaktı.
 - His answer was far from satisfactory.
Cevabınız tatmin edici olmaktan uzaktır.
 - Your answer is far from satisfactory.
Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.
 - The ease with which he answered the question surprised us.
Aşağıdaki soruları İngilizce olarak yanıtlayın.
 - Answer the following questions in English.
Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
 - That's very nice of you, Willie answered.
Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı.
 - The ease with which he answered the question surprised us.
Ona karşılık vermeyecek kadar akıllıdır.
 - She knows better than to answer back to him.
Ben onun sahtekarlığına karşılık veremem.
 - I can't answer for his dishonesty.