the west side of the body when one is facing north

listen to the pronunciation of the west side of the body when one is facing north
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the west side of the body when one is facing north в Английский Язык Турецкий язык словарь

left
sol

Joan kazada sol kolunu kırdı. - Joan broke her left arm in the accident.

Kule sola doğru hafifçe eğildi. - The tower leaned slightly to the left.

left
kalan

Kalan varsa, bana biraz ver. - If there is any left, give me some.

Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor. - The fingerprints left on the weapon match the suspect's.

left
f., bak. leave. s
left
{i} sol, sol taraf. z. sola
left
sola

Sola dönerseniz, kiliseyi sağ tarafınızda bulursunuz. - If you turn to the left, you will find the church on your right.

Sola dönerseniz, benzin istasyonu bulursunuz. - Turning to the left, you will find the gas station.

left
{f} bırak: adj.sol,v: bırak: adj.sol
left
(Askeri) (OR RIGHT) SOL (SAĞ): Bir birliğin nispi olarak bulunduğu yeri belirtmek için kullanılan terimler. Bu terimleri kullanan kişi birlik ister düşmana yaklaşıyor isterse düşmandan uzaklaşıyor olsun her durumda düşmana dönük olmalıdır
left
sol tarafta

Amerikan araçlarda direksiyon sol taraftadır. - The steering wheels on American cars are on the left side.

Sol taraftaki kapılar açılacak. - The doors on the left side will open.

left
sol el

Benim sol elimde biraz uyuşma var. - I have some numbness in my left hand.

Ben sol elimle yazmaya çalıştım. - I tried to write with my left hand.

left
{s} soldaki

Soldaki düğmeye bastığına emin misin? - Are you sure you pressed the button on the left?

Soldaki figür resmin bütünlüğünü bozuyor. - The figure on the left spoils the unity of the painting.

left
leave terket/bırak
left
(Bilgisayar) soldan

Senin odan soldan birinci. - Your room is the first one on the left.

Japonya'da araba sürdüğünüzde soldan gitmeyi unutmayın. - When you drive in Japan, remember to keep to the left.

left
{s} artık

Tom artık yemeği ne yapacağını bilmiyordu. - Tom didn't know what to do with the leftover food.

Yemek artıklarıyla köpeğimi besledim. - I fed the leftovers to my dog.

left
sakli
left
sol tarafa doğru
left
be.sola
left
bıraktırmak
left
(zarf) sola, sol tarafa
Английский Язык - Английский Язык
left
the west side of the body when one is facing north

    Расстановка переносов

    the west side of the bo·dy when one I·s fac·ing North

    Турецкое произношение

    dhi west sayd ıv dhi bädi hwen hwʌn îz feysîng nôrth

    Произношение

    /ᴛʜē ˈwest ˈsīd əv ᴛʜē ˈbädē ˈhwen ˈhwən əz ˈfāsəɴɢ ˈnôrᴛʜ/ /ðiː ˈwɛst ˈsaɪd əv ðiː ˈbɑːdiː ˈhwɛn ˈhwʌn ɪz ˈfeɪsɪŋ ˈnɔːrθ/
Избранное