Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı.
 - Layla's life as a wealthy lady was a mirage.
Sami hayatını kurtarmak için harekete geçmek zorundaydı.
 - Sami had to act to save his life.
Tom nükleer enerjiye karşı hareket için hayatını adadı.
 - Tom has devoted his life to the movement against nuclear energy.
Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.
 - The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet.
Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.
 - All forms of life have an instinctive urge to survive.
Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
 - One's lifestyle is largely determined by money.
Bir kişinin hayatı geçici bir şeydir.
 - The life of a person is a transient thing.
Sağlık ve canlılık uzun hayat için gereklidir.
 - Health and vitality are important for long life.
Bazı insanlar ölümden sonra ebedi hayata inanıyorlar.
 - Some people believe in eternal life after death.
Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.
 - Take a fresh look at your lifestyle.
Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
 - She soon adjusted to his way of life.