Определение the same. в Английский Язык Турецкий язык словарь
- one
- bir
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
-This is a good book, but that one is better.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
-I'd like to stay one more night. Is that possible?
- one
- {i} tek
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
-Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Onun bürosunu tekrar tekrar aradım fakat kimse cevap vermedi.
-I called his office again and again, but no one answered.
- the same
- {i} tıpkı
- the same
- {i} farketmez
- the same
- {i} değişmemiş
- the same
- {i} aynı
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
-Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
-A person's heart is approximately the same size as their fist.
- the same
- {i} aynen
- the same
- {i} aynı şekilde
Bir sürü insan Tom'un hissettiği aynı şekilde hissediyor.
-A lot of people feel the same way Tom does.
Tom tam olarak Mary gibi aynı şekilde hissediyor.
-Tom feels exactly the same way as Mary does.
- the same
- {i} farksız
- one
- belirli biri
- one
- adında biri
- one
- bir sayısı
- ilk
- tür
- idem
- zam
- idem
- aynı yazar
- idem
- aynı
- idem
- aynı yazı
- ilk
- of that ilk aynı türden
- ilk
- cins
- ilk
- {i} tip
- ilk
- sınf
- ilk
- {i} çeşit
- one
- her biri
Her biri bin dolar ödedi.
-Each person paid one thousand dollars.
Her birinize inancım var.
-I have faith in each and every one of you.
- one
- one another birbirlerini
- the same
- aynı kişi
- the same
- aynısı
Связанные Термины
Определение the same. в Английский Язык Английский Язык словарь
- one
The two types look very different, but are one species.
One can't do lots of things at the same time.
-One cannot do lots of things at the same time.
One cannot do lots of things at the same time.
-One can't do lots of things at the same time.
- same.
- self
I am made of that self mettle as my sister.
- same.
- homo-
- the same
- idem
- The same
- ilk
- the same
- {i} same thing as mentioned before
Связанные Термины
Расстановка переносов
the sameResimler
Видео
... up to. So again, it's not singling them out, it's holding them to the exact same standard ...
... fact of the matter is, we used the same advisers, and they say it's the same plan. ...