the position of the body or way of carrying oneself

listen to the pronunciation of the position of the body or way of carrying oneself
Английский Язык - Турецкий язык

Определение the position of the body or way of carrying oneself в Английский Язык Турецкий язык словарь

attitude
{i} konum
attitude
(Askeri) DURUM: Herhangi bir cismin ekseninin, temel alınan bir noktaya göre oluşturduğu eğimle belirlenen durumu. Aksi belirtilmedikçe bu temel alınan nokta yerküre üzerindedir
attitude
{i} tavır

Tom'un tavır sorunu var. - Tom has an attitude problem.

Bu aptalca tavırlarıyla Maria kendi kibrini kanıtlamaktan daha fazlasını yapmaz. - With these stupid attitudes, Maria doesn't do more than proving her own arrogance.

attitude
(Tıp) Uterus'da çocuğun durum (vaziyeti)
attitude
duruş
attitude
düşünce
attitude
tutum

Tom Mary'nin tutumunu sevmiyor. - Tom doesn't like Mary's attitude.

Tom'un tutumunu değiştirmesi gerekiyor. - Tom needs to change his attitude.

attitude
davranış

Onun terbiyesiz davranışlarına dayanamıyorum artık. - I can't stand that nasty attitude of his any longer.

Davranışını haklı çıkar, haydi, bunların hepsi olduğunda orada olmanı haklı çıkar. - Justify your attitude, come on, justify being there when it all happened.

attitude
yargı
attitude
fikir
attitude
dünya ve ufka göre meyil
attitude
vaziyet almak
attitude
{i} durum
attitude
duruş/tavır/görüş
attitude
(Mukavele) tutum, davranuş, tavır; vaziyet alış
attitude
(isim) tutum, tavır, davranış, poz, durum, konum, fikir, düşünce, duruş
attitude
vaziyete attitudinize tavır takınmak
Английский Язык - Английский Язык
attitude
the position of the body or way of carrying oneself

    Расстановка переносов

    the po·si·tion of the bo·dy or way of car·ry·ing one·self

    Турецкое произношение

    dhi pızîşın ıv dhi bädi ır wey ıv käriîng wʌnself

    Произношение

    /ᴛʜē pəˈzəsʜən əv ᴛʜē ˈbädē ər ˈwā əv ˈkarēəɴɢ ˌwənˈself/ /ðiː pəˈzɪʃən əv ðiː ˈbɑːdiː ɜr ˈweɪ əv ˈkæriːɪŋ ˌwʌnˈsɛlf/
Избранное