Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
 - In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
Her pazar kiliseye giderim.
 - I go to church every Sunday.
Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.
 - In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
Her pazar tenis oynardı.
 - She used to play tennis every Sunday.
Bankalar güneşli bir günde sana bir şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu bir günde sırtlarını dönerler.
 - Banks will try to lend you an umbrella on a sunny day, but they will turn their backs on a rainy day.
Kaldırımda bir şemsiye vardı.
 - There was a sunshade over the sidewalk.
Bugün güneşli bir gün.
 - Today is a sunny day.
Onlar Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdü.
 - Every day they killed a llama to make the Sun God happy.
Bu sabah gündoğumu güzel.
 - The sunrise is beautiful this morning.
Gündoğumunu görmek için erken kalktı.
 - She got up early in order to see the sunrise.
Güneş doğduğunda, yıldızlar kayboldu.
 - As the sun rose, the stars faded away.
Tom yıllarca şarkı söylemedi.
 - Tom hasn't sung in years.