Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
 - She is on a diet for fear that she will put on weight.
Doktor diyet yapmam için talimat verdi.
 - The doctor instructed me to go on a diet.
Perhize başladığımdan beri çok kilo kaybettim.
 - I've lost a lot of weight since I've been on a diet.
Japonya'da ana yiyecek pirinçtir.
 - The main diet in Japan is rice.
Çoğumuz dengeli yiyecek yemeyiz.
 - Most of us don't eat a balanced diet.
Çok şişman olduğun için bir rejime başlamalısın.
 - You must go on a diet because you are too fat.
Ben sıkı bir diyet rejimine bağlı kalıyorum.
 - I am adhering to a strict diet regimen.
Ben sıkı bir diyet rejimine bağlı kalıyorum.
 - I am adhering to a strict diet regimen.
Benimle bir rejime başlamak ister misin?
 - Do you want to go on a diet with me?