Gündüz vakti okumayı severim.
- I like reading by daylight.
Gün ışığından yararlanma saatinin geçen hafta sona erdiğini unuttum.
- I forgot that the daylight saving time ended last week.
Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar.
- Very large windows assure abundant natural daylight.
Sakin olmak için gözlerimi kapattım.
- I closed my eyes to calm down.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Gözlerimi tekrar açar açmaz, Amina bira bardağının tabanından bana bakıyordu.
- Once I opened my eyes again, Amina was staring at me through the bottom of her beer glass.
Onu kendi gözlerimle gördüm.
- I saw it with my own eyes.
... planted firmly in today but our eyes cast for tomorrow ...
... Lots of eyes looking on something can react. ...