Konuşmam ve dinlemem, yazım kadar iyi değildir.
 - My speaking and listening are not as good as my writing.
Tom yaratıcı yazım dersi aldı.
 - Tom took a creative writing class.
O bazı arkadaşlarına yazıyor.
 - He is writing to some friends of his.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
 - Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Birkaç hata dışında yazınız iyi.
 - Your writing is good except for a few mistakes.
Ona her hafta yazdığını hatırlıyor.
 - He remembers writing to her every week.
Taro, dönem ödevi yazıyor.
 - Taro is writing a term paper.
O, bu sabahtan beri şiirler yazıyor.
 - He has been writing poems since this morning.
En iyi satan romanı yazarak bir servet yaptı.
 - He made a fortune by writing a best selling novel.
O yazarak hayatını kazanır.
 - He earns his living by writing.
Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
 - There were a lot of writings about homosexuality.
Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
 - Ann has just finished writing her report.
Okumayı yazmaya tercih ederim.
 - I prefer reading to writing.
Tom son üç yıldır yaratıcı yazarlık eğitimi veriyor.
 - Tom has been teaching creative writing for the past three years.
O da bir kitap yazıyor.
 - He is also writing a book.
Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.
 - I'm now busy writing a book.
Eşcinsellikle ilgili birçok yazılı eser vardı.
 - There were a lot of writings about homosexuality.
Yazı yazmanın amacı, başkalarını görmesini sağlamaktır.
 - The goal of writing is to make others see.
Yazı yazmaktan usandım.
 - I'm tired of writing.