O, bir oturuşta on kutu mısır gevreğini bitirebilir.
 - He can finish ten boxes of corn flakes in one sitting.
Burada karanlıkta tamamen tek başınıza oturarak ne yapıyorsunuz?
 - What are you doing sitting here in the dark all by yourself?
Karanlıkta burada yalnız oturarak ne yapıyorsunuz?
 - What're you doing sitting here alone in the dark?
Tom ve Mary oturma odasında oturup konuşuyorlar.
 - Tom and Mary are sitting in the living room talking.
Tom oturma odasında oturmuş, çamaşırları katlıyordu.
 - Tom was sitting in the living room folding laundry.
Tom yapayalnız oturan bir kız gördü, bu yüzden onunla konuşmaya gitti.
 - Tom saw a girl sitting all alone, so he went over to talk to her.
Piyanoda oturan kız benim kızımdır.
 - The girl sitting at the piano is my daughter.