Tom Mary'nin planının uygulanabilir olduğunu düşünmüyor.
 - Tom doesn't think Mary's plan is feasible.
Bu plan uygulanabilir mi?
 - Is this plan feasible?
Onun planının gerçekleşmesi çok zor görünüyordu, ama çok geçmeden gerçekleşmesinin mümkün olduğu anlaşıldı.
 - His plan seemed to be too difficult, but before long it proved to be feasible.
İlk bakışta, Tom'un önerisi mümkün görünüyordu.
 - At first blush, Tom's suggestion seemed feasible.