tanımlar

listen to the pronunciation of tanımlar
Турецкий язык - Английский Язык
definitions

Above all, logic requires precise definitions. - Her şeyden önce, mantık kesin tanımlar gerektirir.

identifies

A passport identifies you as a citizen of a country and allows you to travel to foreign countries. - Bir pasaport sizi bir ülkenin bir vatandaşı olarak tanımlar ve yabancı ülkelere seyahat etmene imkan verir.

tanım
definition

Can you give me the definition of a cone? - Bana bir koninin tanımını verebilir misiniz?

We need a clear definition for the concept of human rights. - İnsan hakları kavramının açık bir tanımına ihtiyacımız var.

tanım
description

The man answers the description. - Adam tanımlamaya uyuyor.

The man answered to the description. - Adam tanımlamaya uyuyordu.

tanımla
describing
tanım
illustration
tanımla
{f} defined

These books have defined and shaped our culture. - Bu kitaplar kültürümüzü tanımlamış ve şekillendirmiştir.

The Astronomical Unit (AU) is defined as the average distance between the Earth and the Sun. It is approximately 150 million km (93 million miles). - Astronomik Birim Dünya ve Güneş arasındaki ortalama mesafe olarak tanımlanır.Bu yaklaşık 150 milyon kilometredir.

tanım
identification
tanımla
(Bilgisayar) identify on
tanımla
(Bilgisayar) identify

Can you identify the man using this picture? - Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?

Chemical symbols are used to identify chemical elements. - Kimyasal semboller kimyasal elementleri tanımlamak için kullanılır.

tanım
account

Your account of the accident corresponds with the driver's. - Kaza tanımın sürücününkine uyuyor.

tanım
declaration
tanımla
{f} identified

In most cases, modernization is identified with Westernization. - Çoğu durumda, modernizasyon batılılaşma ile tanımlanır.

One suspect has been identified. - Bir şüpheli tanımlandı.

tanımla
{f} declaring
tanımla
declare
tanımla
define

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined. - Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

Can you clearly define this word? - Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?

tanımla
{f} defining

Curiosity is a defining trait of human beings. - Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.

tanımla
{f} described

The person whose name was on the passport was described with words. - Pasaportta adı olan kişi kelimelerle tanımlandı.

He described his own experience. - O, kendi deneyimini tanımladı.

tanım
definition, description tarif
tanım
defınıtıon
tanımla
declared
tanımla
characterize
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tanımlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

tanım
Bir varlığa, bir şeye özgü niteliklerin belirtilmesi, bir kelimeyi belirleyen, açıklayan anlam, tarif
Tanım
tarif