He gave me a smile of recognition.
- Bana bir tanıma tebessümü verdi.
Please use automatic speech recognition!
- Lütfen otomatik konuşma tanıma yazılımı kullan.
Of course, recognizing our common humanity is only the beginning of our task.
- Elbette, ortak insanlığımızı tanıma sadece bizim görevin başlangıcıdır.
Tom walked right past Mary without recognizing her.
- Tom onu tanımadan Mary'nin yanından geçti.
Sellers and buyers are anonymous and very hard to recognize.
- Satıcılar ve alıcılar anonimdir ve tanımak çok zordur.
Tom described Mary quite well, so it was easy to recognize her when I saw her.
- Tom Mary'yi oldukça iyi açıkladı, bu yüzden onu görünce onu tanımak kolaydı.
Tom has known Mary since childhood.
- Tom Mary'yi çocukluğundan beri tanımaktadır.
In order to know a man, you have only to travel with him a week.
- Bir insanı tanımak için, onunla sadece bir hafta seyahat etmelisin.
Tom wanted to get to know Mary better.
- Tom Mary'yi daha iyi tanımak istedi.
Tom wants to get to know Mary better.
- Tom Mary'yi daha iyi tanımak istiyor.
I don't want to identify myself with that group.
- Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
Can you identify the man using this picture?
- Bu fotoğrafı kullanan adamı tanımlayabilir misin?
Can you recognise the person in this picture?
- Bu resimdeki kişiyi tanıyabilir misin?
I can recognise my own kind.
- Ben kendi türümü tanıyabilirim.
Having seen him in the picture, I recognized him at once.
- Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.
She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
- O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument.
- Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.
Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.
- Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.