O onun taktiklerini anladığıma inanmadı.
 - He did not believe that I understood his tactics.
Onun taktiklerini anlamadığıma inanmadı.
 - She did not believe that I understood her tactics.
O onun taktiklerini anladığıma inanmadı.
 - He did not believe that I understood his tactics.
Bir uçak gemisi ancak bir taktik nükleer silahla yok edilebilir.
 - An aircraft carrier can only be destroyed with a tactical nuclear weapon.
There were terrible allegations against her of fraud and standover tactics.