tabağın

listen to the pronunciation of tabağın
Турецкий язык - Английский Язык

Определение tabağın в Турецкий язык Английский Язык словарь

tabak
{i} dish

Even though there were many cookies on the dish, I only ate three. - Tabakta birçok kurabiye bulunmasına rağmen, sadece üç tane yedim.

Tom usually lets dirty dishes pile up for a week, then he washes them. - Tom genellikle kirli tabakları bir hafta kadar biriktirir, sonra onları yıkar.

tabak
plate

The only thing on the table that I normally wouldn't eat is that stuff on the yellow plate. - Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.

How much do ten paper plates cost? - 10 kağıt tabak ne kadar?

tabak
dishes

The breakfast dishes were still in the sink. - Sabah kahvaltısı tabakları hâlâ lavabonun içerisindeydi.

Michael broke the dishes. - Michael tabakları kırdı.

tabak
self-defense
tabak
(Gıda) tray

Do you want to use a platter or a tray? - Tabak mı yoksa tepsi mi kullanmak istiyorsun?

tabak
tanner
tabak
course

The second course has chickpeas, chicken, meat, sausage and potato. - İkinci tabakta nohut, tavuk, et, sosis ve patates var.

tabak
tanners
tabak
serving
tabak
tanner sepici
tabak
tanner (of animal hides)
Английский Язык - Английский Язык

Определение tabağın в Английский Язык Английский Язык словарь

Tabak
{i} family name
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tabağın в Турецкий язык Турецкий язык словарь

TABAK
(Osmanlı Dönemi) Kabile
TABAK
(Osmanlı Dönemi) Hâl
TABAK
(Osmanlı Dönemi) (C.: Etbâk) Örtü
TABAK
(Osmanlı Dönemi) Cemaat, topluluk
tabak
Tabaklama işini yapan, sepici, debbağ
tabak
Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap
tabak
Herhangi bir tabağın alacağı miktarda olan
tabak
Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap: "Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor."- A. Gündüz