Bir satış avantajından yararlandım ve üç kazak aldım.
- I took advantage of a sale and bought three sweaters.
Muhteşem kazaklar, Fransız koyunlarının yününden yapılmış.
- Magnificent sweaters are made from the wool of French sheep.
O, ona bir süveter aldı.
- She bought him a sweater.
Tom kırmızı bir süveter giyiyor.
- Tom is wearing a red sweater.
Üşüdüğümden dolayı bir kazak giyiyorum.
- I'm wearing a sweater because I'm cold.
O kırmızı kazak üzerinde iyi görünüyor.
- That red sweater looks good on you.